1960
+

İlk Kentsel Yenileme Programı: „Kesintisiz Yeniden Geliştirme“ ve Otoyol Çevre Yolu

Manteuffelstraße 40-41, 1981  

Kooperatif, Batı Berlin’in yeniden inşasının tüm hızıyla devam ettiği bir dönemde faaliyete geçmiştir. Amaç her şeyin ötesinde yeniden yapılanmanın yol gösterici ilkesi araba dostu bir şehir inşa etmekti.

1961 öncesinde Oranienplatz’da, Treptow’a giden şehir merkezi çevresindeki çevre yoluna erişim için bir otoyol kavşağı planlanılmıştır. Plana göre bu kavşak ünlü Kreuzberg mahallesi „SO 36“ yı doğrudan kesecektir. Ancak Ağustos Berlin Duvarının inşa edilmesi ile beraber Kreuzberg bir gece içerisinde coğrafi olarak Berlin’in merkezinde değil, çeperlerinde yer alan bir mahalle olmaya başlamıştır. Köpenicker ya da Schlesische Straße gibi alışveriş caddeleri terk edilip atıl halde kalmışlardır. Sonrasında ise şehrin doğusundan gelen müşteriler bu bölgelerden uzak durmaya başlamış ve dolayısı ile küçük dükkanlar da birbiri ardına kapanmaya başlamıştır.

Berlin’in bölünmüşlüğünün yakında ortadan kalkacağına kimsenin pek inanmadığı Soğuk savaş bağlamında Berlin Senato’su otoyolu 1969 tarihli arazi kullanım planına göre inşa etmeye devam etmiştir. Sonuç olarak Oranienstrasse, Mariannenstrasse, Naunynstrasse ve Manteuffelstrasse arasındaki 103. Blok da dahil olmak üzere projeye yol açacak evlere artık yatırımlar kesilmiştir. Yapılar çürümeye terk edilmiş, kiracılar taşınmaya başlamış ve ilk sokak yıkımları da başlamıştır. O günün perspektifinde Kreuzberg’in güneydoğu kesiminin eski posta dağıtım bölgesine atfen isimlendirilmiş olan -bugün hala adlandırıldığı şekliyle- SO36’nın sonu gelmiş gibi görünmektedir.
Yine de Kottbusser ve Schlesisches Tor arasındaki mahalleler, şehirdeki „Gründerzeit“ olarak adlandırılan diğer birçok semt gibi, sadece uçsuz bucaksız kiralık bina kanyonları değil, aynı zamanda kentsel planlama yenilikleri için bir oyun alanıydı. Berlin’in sanayileşmesinin başlangıcında, gelişen kentte büyük bir nüfus artışıyla birlikte, amaç mümkün olduğunca hızlı ve karlı bir şekilde çok sayıda konut alanı inşa etmekti. Alan kıtlığına rağmen binaların birbirlerine mümkün olduğunca yakın inşa edilmesi gerekiyordu, bu durum bu binaların arka bahçelerine ne ışık ne de hava akışının girememesi anlamına gelmekteydi. Arka bahçelerin yalnızca bir itfaiye aracının dönebileceği kadar genişlikte olması gerekiyordu. O dönemde kent inşaat konseyi üyesi olan James Hobrecht, -belki de soylulaştırmanın ilk muhalifi olarak kabul edilebilir- Berlin’in denenmiş ve doğrulanmış karışımını geliştirdi: çevrelerin iç içe geçmesi ve yaşam ve çalışma alanlarının tek bir mülkte birleştirilmesi. Bir asma katı ve üst katlarda daha ucuz daireleri olan geniş ön binalar, işçi sınıfı aileleri için arka binalar, en yoksullar için bodrum konutları ve bazen de avluda bir fabrika binası ideal olarak tek bir bina kompleksinde birleştirildi.

Yoksul sınıfın sosyal olarak karma konutların sağladığı pek çok avantajdan mahrum olduğu gerçeğine kim gözlerini kapatabilir? Günümüzün eğitim ve entegrasyon politikaları tartışmaları göz önüne alındığında vizyoner görünen yukarıdaki mimari konsept Der Tagesspiegel’de şu şekilde açıklanmıştır: Bodrum katındaki dairelerde yaşayan çocuklar, belediye meclisi üyesi veya tüccar ailelerin çocukları özel okullarına giderken aynı koridordan geçerek kendi ücretsiz okullarına gitmek durumunda kalmaktaydı. Yüzyıl gibi bir süreden sonra bu durumun artık sona ermesi, projelerin açık bir şekilde geliştirerek, büyük ölçekli homojen konut siteleri amaçlanarak yeniden üretilmeleri gerekmektedir.*

* Daha sonra alıntılanmıştır: Der Tagesspiegel, 20 Ağustos 2011
Luisenstadt Ana Sayfası için Karin Schneider (Kasım 2012)

 

1970
+

1970’lerde SO 36

Amerikanischer Soldat bei Übungseinsatz in der Skalitzer Straße in Kreuzberg (1980), Foto: P. Glaser  

Gri cepheler, dökülen sıvalar, boş pencere boşlukları.

Terk edilmiş sokaklarda U. Kreuzberg, Four Power City’nin Amerikan kesiminde yer almaktadır. Mahalleye ne olacağı konusunda büyük bir belirsizlik var. Batı Berlin’in en ücra köşesinde yer alan bu mahalledeki otoban planları, bağlantı olmadığı için uygulanmasa bile, evler hala onarılmıyor ve bakıma muhtaç hale geliyor.

Ne kadar çok sakin taşınırsa, o kadar çok dükkan ve zanaat işletmesi kapanıyor – eskiyi geride bırakan bir kısır döngü. Ancak yeni gelenler de var: yüksek kiraları karşılayamayan, ev sahipleri tarafından sevilmeyen ve belirsiz durumu kabullenmeye istekli insanlar: Göçmenler, özellikle Türkler ve gençler – öğrenciler ve gezginler, hippiler ve rockçılar, punklar, sanatçılar ve alternatifler. Burada ortaya çıkmak üzere olan Birinci Kentsel Yenileme Programının hedeflerine taban tabana zıt bir alt kültür oluşuyor. Bunların neye benzediği, şu anda Yeni Kreuzberg Merkezi’nin bulunduğu Kottbusser Tor çevresinde şimdiden görülebilir. Ancak yeni Kreuzbergliler buradan sürülmek istemiyor; pahalı, anonim konut siloları yerine eski binaların yenilenmesini ve ortak karar alınmasını talep ediyorlar. Senato temsilcileri, şehir planlamacıları ve spekülatörler bunu saçma buluyor.

Ancak 1977 yılında, SO 36’daki Protestan cemaatlerinin girişimiyle, Senato ve bölge ile birlikte “Kreuzberg Stratejileri” başlatılır. Herkes bölgenin yenilenmesi için proje komisyonuna öneriler sunabilir. Komisyon senato ve bölge temsilcilerinden oluşuyor, ancak üyelerinin çoğunluğunu bölge sakinleri oluşturuyor. Yüzden fazla öneri arasından sosyal, kentsel gelişim, kültürel ve siyasi yönleri eşit ölçüde ele alan on beş proje seçiliyor ve bunların uygulanması senato tarafından finanse ediliyor. SO 36 vatandaş girişimi, aynı adı taşıyan dernek ve SO 36 bölge komitesi oluşturulmuştur. Bu komitede vatandaşlar ve yetkililerin temsilcileri, önümüzdeki on iki yıl boyunca strateji alanında alınacak tedbirlere ve fonların dağılımına karar verecektir. Geliştirilen konseptlerden biri, Berlin Senatosu’nun 1978 yılında kararlaştırdığı ve 1984 yılında gerçekleştirilecek olan Uluslararası Yapı Sergisi’nin odak noktalarından biri olan “temkinli kentsel yenileme “dir.

Ancak tüm bunlar yine de boş daire oranı ve akut konut sıkıntısı konusunda hiçbir şeyi değiştirmiyor. Boş daireleri devlet konut ofisine bildirmek ya da konut dernekleri ve özel ev sahipleriyle görüşme girişimleri gibi yasal yollar başarısız olunca, şimdi kendi kendine yardıma başvuruluyor: 1979’da BI SO 36 üyeleri ilk kez boş bir daireyi işgal ediyor, onarıyor ve senatoya ait konut derneği BeWoGe’nin bu ve diğer daireleri yeniden kiralamasını sağlıyor. Kısa süre sonra diğer gruplar da ilk evleri işgal eder ve hemen oturmaya başlarlar.

Muhtemelen Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki ilk işgal birkaç yıl önce gerçekleşti: 8 Aralık 1971’de. Bethanien’de Mariannenplatz’daki eski hemşire evi o zamandan beri Georg-von-Rauch-Haus olarak adlandırılıyor ve kırk yıl sonra hala kendi kendini yönetiyor. Ev, adını 4 Aralık 1971’de polis tarafından vurularak öldürülen “gezgin haşhaş isyancısından” alıyor.

Luisenstadt Ana Sayfası için Karin Schneider ( Kasım 2012)
İlgili bağlantı: Georg von Rauch Haus

1980
+

„10 yıllık onarım talebi“ ve hiçbir şey olmuyor

Kottbusser Tor’un etrafındaki bölge neredeyse yirmi yıldır bir yeniden geliştirme alanıdır, uygun fiyatlı konut ihtiyacı hala büyük olduğu kadar boşuna müzakere etmeye devam etmek için sabır da azdır.

Geçen yılki başarılı işgal kampanyaları cesaret verici: Ocak ayında 103. Bloktaki ilk evler, Naunynstraße 77 ve 79 ve Mart ayında Mariannenstraße 48 işgal edildi. Daha doğrusu: işgal edildi. Çünkü varoluşsal bir meta olan konuta el koyma politik eyleminin yanı sıra, yıkıma mahkum edilen bu evlerde hala yaşanabileceğini göstermek de söz konusudur. Şimdi „yıkmaktansa yenilemek daha iyidir“ deme zamanı.

 
Onarımlar Manteuffelstraße 40/41, 1982  

Bölgede büyük bir sempati ve dayanışma var; herkes senatonun ve bölgenin inşaat politikasından memnun değil ve pislikten, yolsuzluktan ve spekülasyondan şikayetçi. Şu anda elektrik ve su borularının döşenmesi, pencerelerin takılması, çatıların ve sobaların onarılması ve evlerdeki sıhhi tesisatın yenilenmesi için harcanan büyük çaba, gecekonduculara konut politikaları için aşağıdan çok sayıda sempatizan da sağlıyor.

Fraenkelufer Savaşı denilen olay 12 Aralık’ta gerçekleştiğinde de onlara güvenebilirler. Polis Fraenkelufer 48’in işgal edilmesini engellediğinde, aynı akşam evlerin boşaltılacağı söylentileri yayılır. Büyük bir polis birliği, işgal edilen Admiralstraße 20’yi korumak için barikatlarla karşılaşır. Göstericiler cop ve göz yaşartıcı gazla Kottbusser Tor’a götürülür, burada camlar kırılır ve dikkatsizce geride bırakılan bir devriye arabası devrilir – gecenin sonucunda devriye arabasının çarptığı bir kişi ağır yaralanır, 200’den fazla kişi yaralanır ve 66 kişi tutuklanır, bunlardan bazıları başlangıçta birkaç ay hapis cezasına çarptırılır, ancak biri hariç hepsi temyizde önlenir.

12 Aralık’ta bir kaos yaşanır, çünkü işgalcilerin, destekçilerin ve sempatizanların ilk kez karşılaştıkları polis şiddeti orantısız olarak algılanır ve cepheler sertleşir. Önümüzdeki birkaç gün boyunca da gösteriler ve çatışmalar olacaktır. 20 Aralık’ta sadece Moabit’teki tutuklu hapishanesinin önünde 15.000 kişi tutukluların serbest bırakılması için gösteri yapacaktır.

Luisenstadt Homepage için Karin Schneider ( Kasım 2012)

 
 
 
1981
+

Kil, taşlar, renkler

Mart 1981 ortalarında, 103. Bloktaki boş evlerin çoğu dolu ya da kısmen dolu durumdadır: Mariannenstraße 48’e ek olarak, Manteuffelstraße’deki 40, 41 ve 42 numaralar, Oranienstraße’deki 3 ve 13 numaralar ve Naunynstraße’deki 77 ve 79 numaralar.

Manteuffelstraße 40/41’de, inşaat malzemeleri için bir toplama ve dağıtım noktası olan ve kısa süre içinde özel şahıslar ve tüccarlardan çok sayıda ayni ve nakdi bağışın geldiği inşaat avlusu kurulur. Gecekonducular da buradan alet ödünç alabiliyor. Yüksek miktardaki bağışlar, mahallelerindeki gecekonduculara duyulan sempati ve desteğin derecesini göstermektedir: Nihayet burada yeniden hayat var. Boş evlerde ne kadar sık yangın çıkıyordu – buna „sıcak yıkım“ diyorlar. Bu artık sona erdi ve vandalizm de azalıyor; Altkreuzberg halkı, semtteki kendi gelecekleri açısından da kendilerini yeniden daha güvende hissediyor. Kısa süre sonra, sakinlerin planlama ve evlerin yenilenmesi konularında ve kiracılıktan çıkarma, yıkım ya da modernizasyona karşı direniş konularında görüş alışverişinde bulundukları bir blok derneği kurulur.

1981 yazında, 86’sı Kreuzberg’de olmak üzere Berlin genelinde 165 ev işgal edilir. Yeni seçilen CDU senatosunun göreve başlamasıyla birlikte yeni işgalcilere artık müsamaha gösterilmemektedir. Birkaç ay içinde gecekonducular Batı Berlin’deki sol alternatif sahnenin merkezi ve itici gücü haline geldiler – „bir gecekonduda yaşamak ya da en azından orada yaşayan birini tanımak zorundasınız“. Gecekondu anı, bu „oldukça benzersiz durum“, bir gecekonducu tarafından yıllar sonra hatırlanacaktır: „… bir an vardı, birçoğu daha önce başka işgallere katılmıştı, bu devasa kompleksin önünde duruyorduk, her şey boş, pencereler kırılmış, çatılar örtülmüş, 30 kişi çıldırmış gibi bir fabrika zeminini camla kaplıyor, elektrik döşüyor, tuvaletler kuruyor…. Büyük bir macera oyun alanı, duvarları kaldırmak, kamp gibi büyük bir odada uyumak… gün boyunca bölgede dolaşmak, kullanılabilir malzeme için yıkılan binaları incelemek, demolar, gecekondu konseyleri, sonra akşam kamp ateşi etrafında kahramanlık hikayeleri anlatmak, sadece avcı-toplayıcılar…“

İnşaat malzemeleri için tahsilat ve ödüllendirme ofisi, Bauhof 1981  
İnşaat malzemeleri için tahsilat ve ödüllendirme ofisi, Bauhof 1981  
Uyku kampı, Bauhof 1981  
Duvarları kaldırın, Bauhof, 1981  

„Evler, içinde yaşayanlarındır“ sloganı, birlikte yaşama biçimlerini deneme özgürlüğünü de içeriyor: „Biz sadece evleri işgal etmiyoruz. Komünler halinde ya da normal apartmanlardan daha fazla birlikte yaşıyoruz“ diyor Kreuzberg gecekondu konseyinin bir bildirisi. „Yaşamın bütünlüğünü burada ve şimdi deneyimlemek istiyoruz. Yıkıma ve yıkım şirketlerine karşı mücadele ediyoruz. Okullarda ve işyerlerinde, tüketici terörüne ve her türlü baskıya karşı mücadele ediyoruz.“*

Gecekonduların yenilenmesinin alışılagelmiş sponsorlar olmadan ve sakinlerin katılımıyla nasıl gerçekleştirilebileceğine dair ilk modeller hızla geliştirildi. Bu da başından beri hararetle tartışılan müzakere etme, etmeme ya da nasıl müzakere edileceği sorularını daha da acil hale getiriyor. Gecekonducuların çoğunluğu hareketin bölünmesini önlemek istiyor ve genel bir çözüm, yani tüm evler için sözleşme yapılması için çabalıyor.
Önce 12 Aralık 1980 mahkumlarının serbest bırakılması gerektiği için müzakereler daha da zorlaşır. Buna rağmen, tüm evler için bir taşıyıcı model talebinin uygulanamayacağı kısa sürede anlaşılır. Bunun üzerine bazıları müzakereleri durdurur, bazıları bireysel sözleşmeler ya da 103. Blok’ta olduğu gibi birkaç ev için çözümler için çabalarken, bazıları da „Null Bock“ tavrını sürdürür ya da „sistemi“ her halükarda reddeder – tepkiler, çok çeşitli siyasi ve kültürel akımlardan binlerce insanın bir araya geldiği bir hareketten beklenebileceği kadar çeşitlidir.

1981 baharında, Dresdner Straße kiracı dükkanının 1979’da hazırladığı 103. Blok konsepti yeniden ele alınır ve bölge sakinleri ile Uluslararası Yapı Sergisi (IBA) Eski Bina Çalışma Grubu’nun katılımıyla ilk blok geliştirme planına dönüştürülür. Bölge ofisi bunu kabul eder ve özel yeniden geliştirme ajansı SAMOG geri çekilir. Eylül ayında, Kottbusser Tor yeniden geliştirme alanı için inşaat planı, Berlin CDU’nun kentsel yenileme konulu kapalı bir toplantısında kabul edilir.

Yirmi yıl boyunca Dresdner Straße’de eczacılık yapan, blok yapısını korumak için yerel esnaftan oluşan bir grubun kurucularından olan ve buradaki kiracı dükkanında çalışan partisiz Werner Orlowsky, Alternatif Liste’den Kreuzberg belediye meclisi üyesi olur ve 1989 yılına kadar görevde kalır. Yaz aylarında kuruluşlar, kurumlar ve ünlüler tek tek evler için ilk sponsorlukları üstlenirler. Squatlardaki yaşam hakkında haber yaparak kamuoyu yaratırlar, varlıklarıyla tahliyeleri önlemeye çalışırlar ve squatçılar ile devlet temsilcileri arasında arabuluculuk yaparlar.

* Tüm alıntılar Susanne Bücher, Vom Hausbesetzer zum Hausbesitzer. Eine Fallstudie zum Wandel alternativer Lebensräume am Beispiel der Luisenstadt Genossenschaft Berlin-Kreuzberg, Erste Staatsprüfung für das Lehramt an Gymnasien bağlamında dönem ödevi, Greifswald 2005.
Luisenstadt ana sayfası için Karin Schneider (Kasım 2012).
İlgili bağlantı: Häuserkampf (Toplumsal Hareket) Akademik sözlükler ve ansiklopediler

Manteuffelstraße'nin iç avlusu 40-41, 1981  
Manteuffelstraße, 1981  
1982 – 1985
+

Özerklik ve özyönetim

Pressekonferenz von STATTBAU nach notarieller Eigentumsübertragung der Grundstücke am 11. Oktober 1983, Foto: P. Beck  

Temkinli kentsel dönüşüm için on iki ilke benimsenmiştir

Uluslararası Yapı Sergisi’nin (IBA) Eski Bina Çalışma Grubu, blok planları üzerinde yapılan çalışmalardan, bölge sakinlerinin kapsamlı sorgulamalarından ve onlarla yapılan işbirliğinden yola çıkarak, kısaca „12 İlke“ olarak adlandırılan „Temkinli Kentsel Yenileme için 12 İlke“ yi geliştirir. Uzun tartışmalardan sonra bu ilkeler Nisan 1982’de bina senatörü Ulrich Rastemborski (CDU) tarafından onaylanır ve 18 Mart 1983’te Berlin Temsilciler Meclisi tarafından kentsel yenilemenin yeni yol gösterici ilkeleri olarak kabul edilir. Bu, yıkım ve yeni inşaat gibi net bir şekilde yeniden geliştirmenin sonunu mühürledi.

Oranienstrasse, Mariannenstrasse, Naunynstrasse ve Manteuffelstrasse arasındaki meydan olan 103. Blok’taki yeni ihtiyatlı kentsel yenileme modeli ile gecekonducuların temel talepleri olan özerklik ve özyönetim artık ulaşılabilir hale geldi. Yasal engeller de aşılmıştır: İlke 11 yeni destek biçimleri gerektirmektedir. Bu nedenle Şubat 1982’de yerleşiklerin belirlediği yeniden geliştirme ajansı STATTBAU kuruldu.

5 Eylül 1983’te nihayet zamanı gelmişti: zorlu müzakerelerin ardından STATTBAU, yeniden geliştirmeden sorumlu kayyum olarak 103. Bloktaki on iki SAMOG mülkünü ve 104. Bloktaki Oranienstr. 198’de bulunan işgal altındaki SAMOG binasını devraldı. 1988’de bunlara Naunynstr. 82, 1991’de Oranienstr. 12 ve 1992’de Mariannenstr. 47 ve 49 katıldı. 1988 yılında Naunynstr. 82, 1991 yılında Oranienstr. 12 ve 1992 yılında Mariannenstr. 47 ve 49. STATTBAU’nun açıklanan amacı, eski binaların mahalle sakinleriyle yakın istişare içinde yenilenmesinin yanı sıra, mülklerin içinde yaşayanların ortak mülkiyetine devredilmesi için konseptler geliştirmektir.

Bununla birlikte, evlerinin STATTBAU tarafından devralınması, sürekli tahliyeler nedeniyle harekete geçme baskısı altında olan ve bu modeli evlerini kurtarmak için tek olasılık olarak gören birçok gecekonducu için yalnızca acil bir çözümdür. Yeniden geliştirme ajansı birçok kişi tarafından öncelikle senatonun bir pasifikasyon aracı olarak görülmekte ve IBA’nın eski binalar çalışma grubu ile yakın işbirliği de özellikle daha radikal kesim tarafından sıklıkla eleştirilmektedir. Dolayısıyla pek çok kişi toplantılara katılmaya pek ilgi göstermiyor.

Oranienstraße Ecke Manteuffelstraße 1983  
Manteuffelstraße, 1983  
Polis eylemi, 1983  

İşgal altındaki 13 ev 1982 yılında STATTBAU yönetimine devredildiğinde, her ev topluluğu, dış temsilleri için resmi bir çerçeve sağlayan bir ev derneği kurdu. Ayrıca her ev, denetim kuruluna iki temsilci göndermektedir. Böylece bu organın yetkilerinin %50’si konut sakinlerine, %25’i Leben im Stadtteil e. V. (L.I.S.T. e. V.) hissedarlarına ve %25’i de kiracılar derneği, çalışanlar ve kilise cemaatlerine ait olmaktadır. Bölge sakinleri, düzenli denetim kurulu toplantılarında ve her üç haftada bir yapılan gayri resmi toplantılarda kendi çıkarlarını temsil etme fırsatına sahiptir.

Diğer iki alternatif yeniden geliştirme ajansı başarısız olacaktır: Mayıs 1982’de Berlin eyaleti için gecekonduları satın almak ve bunları miras bırakılabilir inşaat sözleşmeleriyle gecekonduculara devretmek amacıyla kurulan Netzbau, altı ay sonra Senato’nun artık bir müzakere ortağı olarak kabul edilmemesi nedeniyle dağılır. Schöneberg’deki Maaßenstraße’de devam eden müzakereler sırasında evler boşaltılmıştı. Haziran 1982’de çeşitli inisiyatifler, kilise toplulukları ve gecekonducular tarafından kurulan S.H.I.K. (Self-managed Houses in Kreuzberg), bir yıllık çabanın ardından Berlin Konut Kooperatifleri Birliği tarafından kooperatif olarak tanınmayı reddetti.

1985 seçimlerinden sonra Kreuzberg bölgesi, kentsel ekolojik gereklilikleri dikkate alarak ihtiyatlı, ikamet odaklı ve sosyal olarak kabul edilebilir kentsel yenilemenin genişlemesini ilan eder. Bölge, IBA ve bölge sakinleri 103. Blok’ta pilot proje olarak „ekolojik yapı blokları“ nı geliştirir. Bu bloklar 1986/87 yıllarında ülke çapında düzenlenen „Vatandaşlar, bu sizin toplumunuzla ilgili, şehirlerimizin içsel gelişimi“ yarışmasında ödül kazanır ve ekolojik kentsel yeniden geliştirme alanında örnek teşkil eder.

Luisenstadt Ana Sayfası için Karin Schneider (Kasım 2012)

+

Luisenstadt eG 25 Nisan 1986 tarihinde kuruldu

Gründungsversammlung der Luisenstadt Genossenschaft in der Mariannenstraße 48 am 25. April 1986  

Kurucu üyeler, daha önce işgal edilmiş olan Oranienstr. 13, Manteuffelstr. 40/41, 42 ve 97, Naunynstr. 77 numaralı evler ve Oranienstr. 5 numaralı kiralık evdir.

STATTBAU sadece bir yeniden geliştirme ajansı olduğu için, gelecekte evlerin devredilebileceği yasal bir form oluşturulmalıdır. Altbau-IBA’nın halef şirketi olan S.T.E.R.N.’in de dahil olduğu ortak bir girişimle Luisenstadt eG kurulur.
STATTBAU yeniden geliştirme çalışmalarını tamamladıktan sonra kooperatif, yaklaşık 250 sakini ve yaklaşık 25 ticari birimi olan on iki mülkü kalıcı kira sözleşmesi temelinde yönetecek ve bu nedenle STATTBAU’nun kararlarına en başından itibaren dahil olacak.

Luisenstadt’ın 3 Eylül l986 tarihli basın bülteninde „Evlerin … bir kez daha spekülasyon nesnesi haline gelmesini (buna karşılık gelen kiralarla) önlemek için, 101/103 bloklarındaki yedi evin sakinleri şimdiye kadar kendi kendini yöneten bir yasal form kurdular“ deniyor.
Amaçları şunlardır:

1. Evleri Berlin eyaletinden kira sözleşmesi temelinde devralmak.
(Evler belediye mülkiyetinde kalır, sakinlerin tasarruf hakkı vardır; mülkiyet ‘etkisizleştirilir’).

2. kendi kendini yönetme ve kendi kaderini tayin etme
(Yönetim ve bakımda kendi kendine yardım yoluyla maliyet tasarrufu)

3. Sosyal olarak kabul edilebilir kiraların güvence altına alınması.
(Sabit kira ile kira artışı olmaması ve böylece konut yardımı gibi kamu sübvansiyonlarından geniş ölçüde bağımsızlık).

4. Konut çevresini iyileştirmek için ekolojik projelerin gerçekleştirilmesi ve denetlenmesi
(Kombine ısı ve güç santrali, güneş kolektörleri, kullanım suyu geri kazanımı, çatıların ve cephelerin yeşillendirilmesi vb.)

1987’nin başında Federal Bölge Planlama, İnşaat ve Kentsel Gelişim Bakanlığı ve Berlin Eyaleti „ekolojik yapı taşlarını“ finanse etme sözü verdi. Kombine ısı ve güç, güneş pilleri, gri su sistemi ve dikey karter deneyleri için 4,5 milyon DM ayrıldı. İnşaat çalışmaları başlar; tamamlandıktan sonra Luisenstadt eG işletmeci olacaktır.
1988 yılında yeni arazi kullanım planı kabul edilir – SO 36’dan otoyol geçmez.

Diğer bağlantılar: S.T.E.R.N.

1990
+

Luisenstadt eG ev sahibi oldu

Manteuffelstraße 40/41, 1991  

Duvar yıkıldı – Kreuzberg bir kez daha Berlin’in merkezinde.

Arazi değerleri artar ve bununla birlikte zemin kirası, yani 16 Aralık 1991’de zemin kiralaması yapılan on bir arsanın kira miktarı da artar. Bu kira sözleşmeleri piyasa değeri üzerinden yıllık %4,5 faiz, beş yıllık bir ayarlama ve 66 yıllık bir vade ile imzalandığı için Luisenstadt eG evleri teker teker satın almaya karar verir.

Kooperatif modeli emsal teşkil edeceğinden, ilerleyen yıllarda 103. Blok ve çevresindeki daha fazla ev kooperatife katılacaktır. Bu tek kiracılı evlerden gelen yeni kooperatif üyelerinin çoğunun göçmenlik geçmişi var. Doğu Berlin’de – özellikle Mitte, Prenzlauer Berg ve Friedrichshain’de – yeni bir gecekondu hareketi duvarın yıkılmasından hemen sonra kendini hissettirdi, ancak bireysel dairelerin işgali DDR döneminde zaten çokça uygulanıyordu. Friedrichshain’daki Rigaer Str. 77 1990’da işgal edildi ve 1997’de Luisenstadt eG binayı satın aldı.

Berlin eyaleti 1994 yılında Kreuzberg’deki „ihtiyatlı kentsel yenileme“ çalışması nedeniyle Avrupa Kentsel ve Bölgesel Ödülü’ne layık görüldü.

 

+

2000 yılından bugüne

Aslında mutlu son böyle bir şeydir: Birçok savaştan ve uzun süren endişelerden sonra iyilik kazanır, evler ve Kreuzberg kurtulur. Krediler. Ancak kapitalizm dur durak bilmez: sadece insanların dinlenmesine izin verilmez, para da sürekli çalışmak zorundadır. Dotcom balonu ve mali piyasa krizinden sonra uluslararası sermaye Berlin’i keşfetti: Senatosu en güvenli varlığı olan yüz binlerce kiralık daireyi çarçur eden, fahiş bir şekilde büyüyen yeni Alman başkentini. Peki sermaye krize dayanıklı ve en kârlı şekilde nereye yatırılabilir? İnsanların onsuz yapamayacağı her şeye, örneğin konuta. Bunun sonuçları iyi biliniyor: yükselen kiralar, düşük ve orta gelirli insanlar için eşi benzeri görülmemiş bir konut sıkıntısı.

Bu durum, yüz yılı aşkın bir süredir kendini kanıtlamış olan kooperatif modelini bir kez daha önemli kılıyor. Kooperatifler üyelerine güvenli konutlar sağlar. Luisenstadt eG şu anda 21 evi piyasadan ve spekülasyondan kaldırmayı başardı. On ev bizzat ev birlikleri tarafından yönetilmekte, diğer on iki evde ise daireler bireysel olarak kiraya verilmektedir.

Konut sıkıntısı çok büyük olduğu için Luisenstadt eG, uygun fiyatlı konutlarını sözde serbest piyasada en az şansa sahip olanlara sunmak için özel bir sosyal sorumluluğa sahiptir. Her kiralama için, başvuruları inceleyen, önceliklendiren ve ev toplantısına sunan bir kiralama danışma kurulu atanır.

Özellikle başarılı ve cesaret verici bir örnek, 2022 yılında Ohlauer Straße 36’daki evin satın alınmasıydı; eski sahibi spekülatif olarak yönlendirilen piyasa fiyatını talep etmediği, ancak sosyal olarak kabul edilebilir kiralara izin vermeye devam edecek bir miktarla mutlu olduğu için başarılı oldu. Onun için binanın emin ellerde olması ve Luisenstadt eG’nin mülkiyetine geçerek piyasadan çekilmesi daha önemliydi. Gayrimenkul spekülasyonunun kâr getirmeyen kazançlarından vazgeçme konusundaki alışılmadık istekliliği medyanın ilgisini çekmesini sağladı.